16 Nisan 2013 Salı

GÜNAHSIZ AĞIZ

O doğru sözlü Bilâl, ezan okurken ''Hayya alesselâh, Hayya alelfelâh'' ''Haydin namaza, Haydin felâha'' cümlelerindeki ''Hayya-haydin'' kelimesini ''Heyyi'' diye okurdu. Nihayet Peygamber'e(sav) dediler ki; ''Ya Resûlallah! Bina yeni kuruluyor, bu hata, hiç de doğru değil.''
''Ey Allah habercisi, ey Allah resûlü, ey Allah meydanının tek binicisi, daha fasih bir müezzin getir. Din daha yeni kurulur, doğruluk düzenlik daha yeni meydana gelirken ''Hayya alelfelâh''ı yanlış okumak ayıptır.'' Peygamber'in(sav) hiddeti coştu, gizli inayetlerden bir iki remiz söyleyip dedi ki;
''Ey aşağılık adamlar, Allah yanında Bilâl’in Heyyi’si yüzlerce hadan, hıdan, yüzlerce dedikodudan iyidir. İşi çok karıştırmayın da sırrınızı açmayayım, önünüzü, sonunuzu söylemeyeyim.” Her duada güzel bir nefese sahip değilsen yürü, özü sözü doğru kardeşlerden dua iste!
Allah(cc), ''Ey Musa, bana suç etmediğin, kötü söylemediğin bir ağızla sığın, dua et” dedi. Musa(as), “Bende o ağız yok deyince'' Allah(cc), ''Başkasının ağzıyla dua et, başkasının ağzıyla nasıl günah edebilirsin, Yarabbi diye başkasının ağzıyla çağır!'' buyurdu. Sen de öyle muamelede bulun ki ,ağızlar gece gündüz sana dua edip dursunlar.
Günah etmediğim ağız, başkasının özürler dileyen ağzıdır. Yahut da kendi ağzını temizle, ruhunu çevik bir hale getir. Çünkü Allah(cc) adı temizdir, temizlik geldi mi pislik, pılısını pırtısını toparlayıp gider. Zıtlar, zıtlardan kaçar. Ziya parladı mı gece kalmaz. Ağza temiz bir ad gelince de ne pislik kalır, ne gamlar, kederler.
Birisi her gece Allah(cc) der durur, bu zikrinden ağzı tatlılaşır, zevk alırdı. Şeytan ''Ey çok söz söyleyen, bunca Allah demene karşılık onun Lebbeyk demesi nerede? Allah tahtından bir cevap bile gelmiyor. Böyle utanmadan sıkılmadan ne vakte dek Allah deyip duracaksın?'' dedi.
Adamın gönlü kırıldı, başını yere koydu, yattı. Rüyada yeşiller giyinmiş Hızır’ı(as) gördü. Hızır ''Kendine gel, niçin zikri bıraktın, çağırdığın addan nasıl usandın, zikrinden nasıl pişman oldun?'' dedi. Adam, cevap olarak ''Lebbeyk sesi gelmiyor, kapıdan sürüleceğimden korkuyorum'' deyince;
Hızır ''Senin o Allah demen, bizim Lebbeyk dememizdir. Senin o niyazın derde düşmen, yanıp yıkılman, bizim haberci çavuşumuzdur. Senin hilelere düşmen çareler araman, seni kendimize çekmemizden, ayağını çözmemizdendir. Korun da bizim lütfumuzun kemendidir, aşkın da.''
''Her Yarabbi demende, bizim, efendim, buyur dememiz gizli'' dedi. Bilgisiz adamın canı, bu duadan uzaktır. Çünkü Yarabbi demesine izin yok ki! Zarara, ziyana uğrayınca Allah'a(cc) sızlanmasın diye ağzında da kilit var, gönlünde de. Ağzı da bağlı, gönlü de.
Firavuna yüzlerce mal, mülk verdi, o da nihayet ululuk, büyüklük davasına girişti. O kötü yaradılışlı, Hakk’a sızlanmasın diye ömründe baş ağrısı bile görmedi. Allah(cc), ona bütün dünya mülkünü verdi de dert, elem, keder vermedi. Dert, Allah'ı(cc) gizlice çağırmana sebep olduğundan bütün dünya malından yeğdir.
Dertsiz dua soğuktur, bir şeye yaramaz. Dertli dua ve niyaz, gönülden, aşktan gelir. O gizlice niyazın, o önü sonu anman yok mu? İşte saf, halis ve hüzünlü dua odur. ''Ey Allahım! Ey feryadıma erişen, ey yardımcım'' demendir. Allah(cc) yolunda köpeğin sesi bile Allah(cc) cezbesiyledir. Çünkü Allah'a(cc) her yönelen, bir yol kesicinin esiridir.
Mesnevi'den Hikayeler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder