8 Mayıs 2012 Salı

MÜSLÜMANIN YETİMLE İMTİHANI

''İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik o kimsenin yaptığıdır ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah'ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir. Anlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Muttakiler ancak onlardır.'' Bakara Sûresi(177)

''Dünya ve ahiret hakkında (lehinize olan davranışları düşünün ve ona göre hareket edin). Sana yetimler hakkında soruyorlar. De ki; onları iyi yetiştirmek(yüz üstü bırakmaktan) daha hayırlıdır. Eğer onlarla birlikte yaşarsanız, (unutmayın ki) onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah işleri bozanla düzelteni bilir. Eğer Allah dileseydi sizleri de zahmet ve meşakkâte sokardı. Çünkü Allah güçlüdür, hakîmdir.'' Bakara Sûresi(220)

''Haksızlıkla yetimlerin mallarını yiyenler, şüphesiz karınlarına ancak ateş tıkınmış olurlar. Zaten onlar alevlenmiş ateşe gireceklerdir.'' Nisa Sûresi(10)

''Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara(köle, cariye, hizmetçi,vb) iyi davranın. Allah kendini beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez.'' Nisa Sûresi(36) 

''O, seni yetim bulup barındırmadı mı?'' Duhâ Sûresi(6)

Efendimiz Hz.Muhammed Mustafa'dan(sav) yetimlerle ilgili hadis-i şerifler;

''Allah'a en sevgili ev, içinde ikram gören yetim bulunan evdir.''

''Kendi yetimini veya başkasına ait bir yetimi himaye eden kimseyle ben, cennette şöyle yanyana bulunacağız.''

''Bir kimse sırf Allah rızası için bir yetimin başını okşarsa elinin dokunduğu her saç teline karşılık ona sevap vardır.''

''Sofralarında yetim bulunduran kimselerin sofrasına şeytan asla yaklaşamaz.''

Kalbinin yumuşamasını ve hacetinin görülmesini sever misin? Yetime merhamet et, onun başını okşa, ona yediğinden yedir. Kalbin yumuşar ve hacetine erişirsin.''

''Namaz hususunda Allah'tan korkun, namaz hususunda Allah'tan korkun, namaz hususunda Allah'tan korkun! Köleleriniz hakkında da Allah'tan korkun! Şu iki zayıf hakkında da Allah'tan korkun; dul kadın, yetim çocuk.''

Benim Sevgili Efendim(sav) de yetimdi. Daha doğmadan biricik babasını, küçücük yaşında da doyamadan annesini ebediyete uğurladı. 

O(sav) âlemlere rahmet olarak gönderilmiş merhamet peygamberiydi. Dağa taşa bile vefa ile yaşayan Efendimiz(sav); muhtacın, ezilmişin, yalnızın, gönlü kırıkların en yakını ve Rabbimizin izniyle yardımcısı oldu. O(sav), dertlerimize dermanın yollarını açtı ve o yoldan yürümemize vesile oldu. 

Bizlerin en büyük derdimizin merhametsizlik olacağını gördü ve hepimizi asırlar öncesinden ''Ben demeyi bırak ey ümmetim, etrafına bak, kalbini uyandır, istemeyi arsızlık sayanı bul, yardım et, ihtiyacını gider'' diye uyardı. Bunları tek tek saymasına da gerek kalmadı. Çünkü O(sav) yaptıklarıyla, yaşadıklarıyla bizlere en mükemmel örnek oldu. 

Kendisini herkesten birkaç basamak yukarıda görüp, güya iyi yaşadığını zanneden insan görünümlü  ve kendisinden başka herkesi yok sayan yaratıklara Rabbimden kalplerine yumuşaklık diliyorum. 

Biraz gözünü aç, çöpe attığın her bir lokma ekmeğin hesabını nasıl vereceğini ve o lokmalardaki yoksulun, yetimin hakkını düşün. İçinle dışınla insan ol, hakkıyla kul ol, ümmet ol. Kazanacak da kaybedecek de sadece sensin...

Allah'ım tövbe, senin ilmindeki sayılar kadar tövbe. Affet bizleri Rabbim, Sana hakkıyla kul olan sevdiklerinden, razı olduğun kullarından olmamızı nasip eyle. Amin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder