İKİ KURBANLIĞIN OĞLU...

Abdülmuttalib bir rüya görmüştü. 
Ona bir yer göstermişler ve demişlerdi ki: 
- İşte Zemzem Kuyusu'nun yeri! 
Vaktiyle düşman istilâsı önünde Mekke'den kaçan bir topluluğun fesatçı reisi, Kâbe'nin bütün 
hazinelerini Zemzem Kuyusu'na atmış, kuyunun üstünü de toprakla
bir edip belirsiz hale getirmişti. O zamandan beri Zemzem, belirsiz bir malûm... 

ARKADAŞ!..

Câfer-i Sâdık (r.a) demiştir ki: Şu beş grupla arkadaşlık yapma:

1. Yalancı ile arkadaşlık yapma! Çünkü sen daima aldanabilirsin. O serap gibidir. Uzağı sana yaklaştırır. Yakını da senden uzaklaştırır.

DÜNYA HÂLİ

Dünyayı, zahirdeki güzelliği ile görürsen aldanma. O, hilesi, dokunanı derhal öldürür. Onda sadakât, onda vefa diye bir şey yoktur. 

Ona iyi gözle bakıp, hoşlanma. Şöyle ol; Sahrada bir adam çırılçıplak kaza-i hacete oturmuş. Hem edep yeri görünüyor, hem de koku geliyor. Sen mecbursun; hem burnunu tutacak, hem de gözünü kapayacaksın. İşte dünyanın hâli... 

Ondan kurtulmak için hem gözünü kapa, hem de burnunu tut... Dünyaya ihtiyacın kadar bağlan! Kalpten sevme, nasibin neyse gelir, üzülme...

Abdülkâdir Geylâni Hz.

ALDANMIŞLAR...

Üç şeyden kendini kurtarmaksızın şu üç şeyi iddia eden kimse aldanmıştır; 

1 — Dünyayı sevmesine rağmen, Allah'ı(cc) zikretmekten lezzet aldığını söyleyen kimse, 

2 — İnsanları pohpohlamayı sevdiği halde, amelde ihlâsı sevdiğini iddia eden kimse, 

3 — Nefsinin burnunu kırmaksızın, Allah'ı(cc) sevdiğini ileri süren kimse, 

TEVBE

Utbet-ül Gulâm şamatalığı ve sarhoşluğu ile meşhur, günah ve kötülükte ileri gitmiş biri idi. Bir gün Hasan el-Basrî'nin (ra) toplantısına katıldı. Şeyh şu ayet-i kerimenin tefsirini okuyup açıklıyordu. 

Ayet-i kerimede ulu Allah(cc) şöyle buyuruyor; 

GÖZYAŞLARI...

Hakk rahmetinin insan gözünde damla damla olmasıdır gözyaşları.

Dilin, duygunun ve gönlün el ele, yüz yüze birleştiği, iç içe girdiği ânın çiçekleşmesi üzerinde jâledir gözyaşları...

Cennet hûrilerinin kulaklarındaki küpeler, göz damlalarının yanında toprak kadar aşağı ve değersiz kalır..!

TASI TARAĞI TOPLAMAK

Bağdat'ta Abbas Oş adında meşhur bir dilenci varmış. Mevsimine göre ya cerre çıkmak (yardım toplamak) yahut dilencilik yapmak suretiyle zengin olmuş. Bütün Bağdat’ın tanıdığı bu adamın şöhretinden istifade etmek isteyen bir sefil, Abbas’ı kollamaya başlamış. Nihayet bir Ramazan gecesinde hamama girdiğini görüp, ardınca içeri dalmış ve kurna başında yanına yaklaşıp şöyle demiş:

CAHİLLİĞİN ALÂMETİ

Ehl-i hikmetten bir zâta göre cahiller, şu altı şeyle belli olur;

HAMD O'NA MAHSUSTUR...

Hz.Dâvud(as) kürsü üzerine oturmuş Zebur okurken, gözleri yerde sürünen kırmızı bir kurda ilişir ve içinden "Acaba Allah´ın bu kurdu yaratmaktan muradı ne ola ki?" diye düşünür. Bunun üzerine Allah'ın(cc) izni ile dile gelen kurt O'na(as) şöyle der;