''İman; Allah'a(cc), meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe(kıyamete, cennete, cehenneme, hesaba, mizana), kadere, hayrın ve şerrin Allah'tan(cc) olduğuna, ölüme, öldükten sonra dirilmeye inanmaktır. Allah'tan(cc) başka ilâh olmadığına ve Benim O'nun kulu ve Resûlü olduğuma şehadet etmektir.'' Hz.Muhammed(sav)
İman; teslimiyettir. Rabbimiz Ahzab Sûresi(36)da ''Allah ve Resûlü herhangi bir meselede hüküm bildirdikten sonra, hiçbir erkek veya kadın müminin o konuda başka bir tercihte bulunma hakları yoktur. Kim Allah'a ve Resûlüne isyan ederse, besbelli bir sapıklığa düşmüş olur,'' buyurmaktadır.
Demek ki, iman Allah'ın(cc) var ve bir olduğuna inanmakla tamam olmuyor. Şeytan da ilim sahibiydi. Allah'ın(cc) varlığına da birliğine de inanıyordu. Ancak Allah(cc), ''Âdem'e secde edin!'' diye buyurduğunda, ''beni ateşten, onu çamurdan yarattın, ben ondan üstünüm'' diyerek Allah'ın(cc) emrine karşı geldi.
Çok şey bilmek, ilim sahibi olmak iman etmeye yani teslimiyete yetmez. Teslim olan ''Rabbim! Senden gelene razıyım, nârında hoş lütfunda hoş!'' demektedir. Mümin önce bilecek, bilmesinin neticesi iman edecek, imanını kemâle erdirirken de teslim olacaktır.
İnanan kul her an Rabbinin huzurunda olduğunun, O'nun kendisini her an duyduğunun ve gördüğünün bilincinde olmalıdır ki, bu da edebin bir gereğidir. Allah'a(cc) iman eden helâle koşar, haramdan kaçar. Teslim olan kaderiyle savaşmaz. Edeb sahibi kul herşeyden memnun olur. Her ihtiyacını karşılayan tek mercinin Rabbi olduğunun bilincindedir, ama dünyalık için ibadet etmez.
''Ben namaz kılıyorum, oruç tutuyorum, tespih çekiyorum, öyleyse ne istesem Allah bana vermeli'' düşüncesinde olamaz.
Rabbimiz bizim ihtiyaçlarımızı bizden iyi bilendir. Çok büyük zatlar şöyle demişler; ''Dualarınızı dünyalık isteyerek kirletmeyin''.
''Rabbim veriyorsa O'nun lütf-û keremindendir, yok vermiyorsa bana cevabı şimdilik hayırdır, ve bunun arkasında da benim görüp bilemediğim bir hikmet vardır,'' diye düşünmek gerekir.
Oysa ki; O(cc) isterse İsmail'i kesmediği gibi bıçak kesmez, O(cc) isterse İbrahim'i yakmadığı gibi ateş yakmaz, O(cc) isterse kayaların içinden filizler sürer, sular fışkırır, O(cc) isterse dağlar yürür, olmazlar olur.
Yeter ki hayır olanı istemeyi bilelim, sonsuz hayatı düşünelim, dünya hayatını bitmez zannetmeyelim, 60-70 yıllık bir ömür için sonsuz ve sınırsız güzellikleri kaybetmeyelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder