Hoşgeldin Ey Sevgilim!
Tut sözünü; sus!
Mühürle dudağımı, sesimi tut, lâl eyle çığlıklarımı,
Nahoş avazların uçurumlarından çek dilimi,
Yalanların kuyularından çekip çıkar nefeslerimi,
Göklü söz ağaçlarının bengisuyuna kat hecelerimi.
Bakışının menzilinde tut gözlerimi,
Tir-i müjgân dokunuşlarınla delik deşik et kibrimi,
Gör(e)meyip de seni, göster(e)meyip de seni yanımda yöremde, görür gibi huzurunda tut çaresiz yetimliğimi.
Hoşgeldin Ay Yüzlüm benim!
Tut saçlarımın kâhkülünden, kaldır yüzümü yerden,
Utancımı tebessümünün kıvrımlarına dola, yut,
Pişmanlığımı gül yanağının yamaçlarına sar, uyut,
Dağıt neşemin saçlarını, hüznün tenine yasla umarsızlığımı, tut...
Hoşgeldin Ey Hesapsız Sevincim!
Tut elimi,
Avuçlarında tut uzanamadığım uçurum çiçeklerimi,
Geri ver uzak dal uçlarına terk ettiğim huzur meyvelerimi,
Tut Ferhad’ımın elinden, şirin vuslatların köyüne taşı yüreğimi,
Tut Züleyha’mın elini tut, önü/ardı yırtık gömleklerin zindanına düşürme nefsimi.
Hoşgeldin Ey Ruh İkizim!
Tut, ardında tutulduğum aynalara tut yüzümü...
Tut ki aynalarda avuntu bulamayan, bakışlarında kendini tanımayan, özlediğinde kendine varamayan, yüzünü yakmış bir hastayım,
Gözbebeğinde tut beni,
Ayıplamadan, tiksinmeden bakışının ışığından yüz ver bana,
Tut ki resimli el ilanları asılmış bir kayıp çocuğum; duvar diplerine asılı umarsız bakışların kovduğu bir lüzûmsuzum,
Tut kolumdan, ardın sıra sürükle, yuvama götür beni,
Tut ki mürekkebin hiç hatırını sormadığı yırtık bir kâğıt, kalemin hiç yudumlamayacağı unutulmuş bir sözüm,
Aklında tut beni; diline dola, dudağına değdir, cümlede kullan, tut bir şiire kafiye eyle beni,
Tut ki üzerindeki rakamları ciddiye alınmayan kalp parayım,
Elinde tut, say beni, inci mercana sat beni,
Işığına tut yüzümü; sahici kıl beni.
Hoşgeldin Ey Son Tesellim!
Göz yaşımı yanağında tut, taç yapraklarına taşı ağlayışımı,
Şehvetin kirinden sıyır, tenin tozundan ayıkla kalbimi.
Hoşgeldin Ey Kalbimin Göğü!
Tut kanatlarımdan, rahmete yapıştır teleklerimi, yücelere yükselt bedenimi,
Yağmurları tut sakla hüznümün bulutlarında.
Hoşgeldin Ey Bin Bahar Neşesi!
Tut elimden sımsıcak, karanfillerin kuyuna götür beni, güllerin suyuna kat demimi, demkeş eyle gönlünün pervazına kalbimi.
Hoşgeldin Ey Işıltılı Libasım!
Tut yakamdan, giy beni, giyindir beni, ört bencilliğimi, üşümeye terk etme bendeni.
Omuzlarıma sarıl şal gibi, rızana razı eyle beni.
Hoşgeldin Ey Kan Davalım!
Tut (i)ki yakamdan,tut ki yakamdan tutukla beni, yetimlerin yüzüne çalıp, pare pare eyle cimriliğimi,
Bağla ayağımı yokluklara gitmekten,
Kelepçele bileklerimi, yasakla ellerime biriktirmeyi, yasakla ellerime biriktirmeyi, yasakla dilime kibri.
Hoşgeldin Ey Açlığım!
Tut ve at sahte doymuşluklarımı, teni üzerimden sıyırıp ruhun semâsına savur beni,
Çıplak bırak cümle duyarsızlıklardan,
Yırt at yüreğimdeki yalancı tesellileri.
Hoşgeldin Ey Sırdaşım!
Tut beni, sobele,
Saklandığım yerde yakala beni,
Bul şehrayinlere kat,
Gizlice kaçır evden,
Mahyaların ışığına kat gözlerimi,
Kan/dillerin fısıltılarını lerzan gönüllere karıştır,
Kanlıyı hunriz ile barıştır ki ihanetler yatışsın, nefretler sönsün, yalnızlıklar sussun..
Hoşgeldin Ey Gam Telim!
Tut getir o mahur besteleri,
Notaların ahengine böl kırgınlıklarımı,
Şarkı eyle, ezberinde tut kırık sözlerimi,
Mızrabının ucunda titretiver yüreğimi, aşka sürgün et kelimelerimi, göklü salkımından emzir kuşluk vakti ümitlerimi.
Hoşgeldin Ey Güz Yağmurum!
Sağanağına tut bu çorak gönlü,
Seline kat yangınlarımı,
Damla damla denize at kanayan yanlarımı,
İçimde uyuyan tohumları uyandır, baharlara taşı/r yüreğimi,
Hüznümün sarı yapraklarını toprağa kat,
Öl, öldür beni, öldür bendeni.
Hoşgeldin Ey Orucum!
Acıktım sana; sofrana oturt beni,
Acıttım içimi; göğsünde avut beni,
Aktım sana; damla damla yut beni,
Aldandım sahte ışıklara; beşiğinde uyut beni,
Ağular içtim bal kâselerinden; döşeğinde sağalt beni,
Azaldım nisyanlar içre; gözlerinde çoğalt beni,
Ağına düştüm isyanların; tut elimi, doğrult beni,
Ağzına düştüm yalanların; tut dilimi, doğruda tut beni,
Ayartısına kandım anlık sevdaların; tut gözlerimi, körelt beni,
Arı duru kalamadım, bulandım; el üstünde tut pişmanlıklarımı, durult beni,
Tut beni, tut beni
Ey orucum, tut beni...
Senâi Demirci
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder